Ana Sayfa | Hakkımızda | Haberler | Basın | AOÇ ve Hukuk | Başkent Dayanışması | Kaçak Saray | Anka Park | Marmara Köşkü | AOÇ ABD Çiftliği Olmayacak | Sergiler | Arşiv / Belgeler | Proje Fikir 9 | AOÇ Davaları Haritası |
AOÇ üzerinden rejimle hesaplaşma yeni talanlara devam ediyor
AOÇ üzerinden rejimle hesaplaşma yeni talanlara devam ediyor AOÇ’de yaklaşık 1 milyon metrekare daha talana açıldı Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yeni plan değişiklikleri ile AOÇ’de 1,5 -2 ayda 781 bin metrekare, inşaat alanlarıyla beraber toplamda 1 milyon metrekare AOÇ arazisinin talana açıldığını duyurdu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “AOÇ üzerinden rejimle hesaplaşma devam ediyor. AOÇ kanunsuzca talan ediliyor. AOÇ’yi parsel parsel takip ediyoruz. Kamuoyunu bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak tüm talan plan değişikliklerini yargıya taşıyoruz. Bazı planlara yönelik davaları açtık. Diğerlerine de askı süreci biter bitmez dava açacağız. AOÇ alanları özgürleşene kadar mücadele edeceğiz” diyerek tepki gösterdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, haftalık basın toplantısında, rejimle hesaplaşmanın simge mekanı olan AOÇ’deki yeni talan sürecini masaya yatırdı. Tüm plan değişikliklerini yargıya taşıyoruz Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi: “Atatürk Orman Çiftliği’nde, AKP döneminde en büyük talan sürecini ve toprak kaybını yaşadı. Devirlerle, gasp etmelerle, kiralama yöntemleriyle, plan değişiklikleriyle büyük bir talan süreci yaşanıyor. Özellikle Kaçak Saray, Ankapark’la başlayan, sonrasında da toprak bütünlüğünü parçalayan 50 metrelik yollar ve plan değişiklikleriyle bu talan devam ediyor. Son 1,5 -2 ay içinde AOÇ arazilerinden plan değişiklikleri ve kiralama yöntemiyle tam 781 bin metrekarelik alan talan edilmiş durumda. AOÇ alanları Cumhuriyet’in kurucu mekanıdır. Hem kollektif yaşamı hem de üretimi örgütleyen bir alandır. Bugün baktığımızda, tanzim satışlardan bahsediliyor insanlar sağlıklı gıdaya ulaşamamışken, AOÇ 90 yıl öncesinden hem bir üretim alanı, hem bir paylaşım hem de çağdaşlaşma alanıdır. Bugün gelinen noktada parça parça talan edilmiş durumda. Özellikle AKP hükümeti döneminde AOÇ talanı bitmiyor. Rejimle hesaplaşmanın simge mekanı AOÇ’de son 1,5 2 a içerisinde yapılan plan değişiklikleriyle ve inşaat alanlarıyla birlikte yaklaşık 1 milyon metrekare talana açıldı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak hepsini yargıya taşıyoruz.” AKP demek rant demek Candan geçtiğimiz hafta gündeme gelen AOÇ arazilerinin kiralanmasına ilişkin ise şöyle konuştu: “Buranın bir bölümü TİGEM olarak kullanılan ve piknik alanı olarak kullanılan alandı. Bu alanda 81 bin metrekarelik bir alanı 345 milyona 10 yıllığına kiraya verecekler. Tam Ankapark’ın dibi, aslında Ankapark’a dahil olacak bir alanı da kiralama yöntemiyle elde etmeye çalışıyorlar. Muhtemelen Ankapark’ın ihalesini alan firmanın, bu kiralık alanların ihalesini de alma ihtimali yüksek. Bu ikisini birleştirerek Ankapark’ın alanının genişletecekler. Ankaparka gelen insanların da bir taraftan da piknik süreçlerini çözmeye çalışacaklar. Dolayısıyla AKP demek rant demek, 17 yıldır merkezi iktidarda, 25 yıllık yerel iktidarda AKP en önemli değerlerimizi ranta tahvil etmiş durumda. Sayıştay raporlarında konu edilmiştir. Kiralık alanlarda yapılaşma olmaması gerekir. Kiralık alanlarda geçici yapılaşma adı altındaki kalıcı bütün yapılaşmaların kaldırılması gerekir. Parsel parsel takip ediyoruz. Seçim arifesinde Ankapark gibi tartışmalı bir alanda, 81 bin metrekarelik alanın piknik alanının ilgili firmaya verilme olasılığıyla yeni bir sürecin önü açılacak.” AOÇ şimdi de bakanlara peşkeş çekiliyor Candan, AOÇ arazisindeki değer talan süreçlerini dair ise şu bilgileri verdi: “AOÇ arazilerinden bir tanesi birinci derece doğal ve tarihi SİT alanı olan arazi. Burada 15 Temmuz müzesi otopark yapmak istiyorlar. Etrafında yollar da yapılıyor. Binlerce ağaç kesilmiş durumda. Tamamen bir beton süreci ile karşı karşıyayız. 60 bin 500 metrekarelik alanda inşaat yapılacak. Yine AOÇ planları içinde bulunan ve zırhlı birlikler tarafından ağaçlandırılacak alan olarak belirlenen Erler Mahallesi’nde bulunan AOÇ arazisi, burası 555 bin metrekare bir alan özel üniversiteye veriliyor. Bu alan çok önemli bir alan Bilkent Şehir Hastanesi’ne 3 kilometre uzaklıkta. Sağlık bilimleri ile birlikte ticaret onun lojmanı ticaret konutu üniversitesi hastanesi ile birlikte bir alan yaratmaya çalışıyorlar. Bu alanda önemli bir alan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Birimi var AOÇ arazisi tamamen sağından solundan kırpılarak yenilmeye başlanıyor. Önce bu alana stadyum yapacağız dediler sonra stadyumdan vazgeçtiler sonra burası kentsel dönüşüm alanı ilan etmek istediler ama süreç tamamlanmadı. Büyükşehir Belediyesi ile de hasılat paylaşımı arazi satışı üzerinden böyle bir anlaşma yapılmasına olanak sağlayan Bakanlar Kurulu kararı yayınlandı. Daha sonra bu kararı yürürlükten kaldırdılar. Birinci derece tarihi ve doğal SİT alanı iken, SİT derecesini değiştirdiler sürdürebilir kontrollü kullanım alanı haline getirdiler. Buna dava açtık. 2018 yılının sonunda burayı özel üniversite alanı haline getirdiler. Bu alan da TEBA Vakfı’na devredilmiş durumda. Bunun da altını kazıdığınızda Medipol yani Sağlık Bakanlığı’na kadar giden bir süreç karşımıza çıkıyor. Bir tarafta Bilkent Şehir Hastanesi gibi 1,5 milyon metrekarelik bir hastaneden bahsediyoruz. Burada da bir sağlık alanı ve bir özel üniversiteden bahsediyoruz. 555 bin metrekarelik ağaçlandırılacak alan, özel üniversite alanına ve arkasında Sağlık Bakanlığı’nın olduğu bir alana dönüştürülmüş durumda. AOÇ sadece Kaçak Saray ve Cumhurbaşkanı’nın talanı yetmedi, şimdi sıra bakanlarına peşkeş çekilecek alan haline dönüştü.” AOÇ kanunsuzca hiç ediliyor Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan da , “AOÇ planlı bir alan. Koruma Amaçlı İmar Planı var. Senelerdir mücadele ettiğimiz bir alan. Nerede koruma? AOÇ’nin kuruluş kanunu var. Ortada kanun da yok. Yapılanlara baktığımızda nefes alınabilecek gibi değil. 2008 yılında çeperlerinin yapılaşmaya açılacağını söylemiştik. Ne yazık ki şimdi bu gerçekleşiyor. Burası sadece Ankara’ya ait değil, Türkiye Cumhuriyetine mal olmuş bir alan. Bu alana yapılan ihanetlerin artık son bulması gerekiyor. Artık hukuk ta bitmiş. AOÇ kanunsuzca hiç ediliyor.”
Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ise şu değerlendirmeyi yaptı: “AOÇ’yi parsel parsel takip edip devamlı açıklamalarımızı sürdürüyoruz. Ne yazık ki sürekli yeni plan yapılıyor. AOÇ, hiç bitmeyen ideolojik hesaplaşmayı sürdürmek üzere daima Ankara üzerinden saldırdıkları bir alan. Artık bakanlar düzeyine peşkeş çekilen arazilere dönüştürülmüş durumda. Yeni çıkan bu planlarla yine özelleştirme ile kamuculuk arasındaki çatışmanın AKP iktidarında nasıl cisimleştiğini görüyoruz. Üstelik bu özelleştirme süreçlerinde arazilerin kimlere nasıl tahsis edildiğini de artık takip bile edemiyoruz. Bilkent Şehir Hastanesi’ne çok yakın bir alanda Ümitköy, Çayyolu semtlerine hizmet vermek üzere planda ağaçlandırma alanı olarak yer alan bir arazi özel üniversite alanı olarak bir anda değiştiriliyor ve TEBA Vakfı diye bir vakfa tahsis edilip anlaşılan o ki sağlık hizmetlerine yönelik eğitim ve hastane alanları planlanıyor. Bilkent Şehir Hastanesi’ne ilişkin hazırlanan raporlarda da açıkça belirtildiği üzere hastanenin çalışmaya başladıktan sonra kapatılan hastanelere göre hizmet kalitesinin düşeceği ve Bilkent çevresinde ikamet eden gelir düzeyi yüksek kimselerin sağlık hizmetleri için özel hastaneleri tercih edeceği öngörülmekteydi. Görülen o ki bu öngörü çerçevesinde, arada oluşan rantı Sağlık Bakanlığı’na kadar uzanan vakıflar, üniversiteler kazansın diyerek hemen bir plan değişikliği yapılmış ve burası rantın aracı haline getirilmiş. Bu durum ne yazık ki artık şaşırtmıyor, aynı şekilde haritada görüldüğü üzere Ankapark’ın hemen yanındaki kiralık alanlar meselesinde de görüyoruz. AOÇ’nin kuruluş mantığında yer alan, ailece gidebildiğiniz kamusal etkinliklerde bulunduğunuz alanlar olarak ücretsiz şekilde kamunun yararlanabildiği mekanların topluma sunulmasının tam aksine bugün artık aynı arazilerde Cumhuriyetin devletçilik, kamuculuk ilkesine aykırı olarak piknik alanları bile kiralama yöntemiyle elde ediliyor. Devletin vermesi gerektiği hizmeti, devlet arazilerini kiralayarak başkalarının rant elde edeceği, ticarete açılacak yerler haline getirip özel kurumların inisiyatifine bırakıyorsunuz. Halkın tamamının hizmet alacağı yerler değil de, parayla hizmet verilen piknik alanlarına dönüşecek. AOÇ kuruluş anlayışıyla taban tabana zıt bir anlayışla karşı karşıyayız.” Toplam Görüntülenme : 19298 |
Kategori Haberleri
Yorumlar
|