Benim adım Atatürk Orman Çiftliği. 1925 yılında bataklıklardan
doğan nazlı bir çiçeğim. Büyüdüm babam varken hem de çok…
Küçüldüm babam yokken hem de çok… Vuruldum, yaralandım
sizler varken hem de çok... Dallarım kesildi birer birer, topraklarım
parçalandı betonlaşmış yollarla… Kalbime bir hançer saplandı
sonra, binlerce ağacımı kestiler, bu ülkenin başbakanına saray
yaptılar bağrımda, ağladım hem de çok… Bir kâbus gibiydi,
bağırdım, bağırdım, sesim çıkmıyor, siz beni duymuyordunuz…
Hançer bağrımda, çekip çıkartmadılar daha, her ağacım
kesildiğinde hafiften oynatıyorlar, kalbim acıyor,
yavaş yavaş ölüyorum…
Benim adım Atatürk Orman Çiftliği. Direnmeyi babamdan
öğrendim. Direniyorum sizlere sesimi duyurmak için... Direnerek
ölmenin güzelliği yakışır bana, babam öyle öğretti…
Benim adım Atatürk Orman Çiftliği. Babam beni sizlere emanet
etti. Koruyun, büyütün, ağaç dikin, yeşillendirin, nefes alın,
beni yaşatın diye…
Benim adım Atatürk Orman Çiftliği. Yavaş yavaş öldürülüyorum…
Çocuklar, ağaçlarıma sarılan çocuklar, neredesiniz?
Benim Adım AOÇ
12 Temmuz 2013’te
Saat 19.00’da
Babamın Evinin Yanında
Ben Direniyorum… Sesimi Duyanlar Buluşuyor.
Sesimi Duyan Var Mı?